Uluslararası Adalet Divanı açıklamasında, “Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki İsrail yerleşimleri uluslararası hukuka aykırı olarak kuruldu ve sürdürüldü” dedi.
Birleşmiş Milletler'in (BM) en yüksek mahkemesi olan Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Cuma günü İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin bugüne kadarki en güçlü bulgularını açıkladı.
UAD, İsrail'in Filistin topraklarını işgal etmesinin ve burada oluşturulan yerleşim birimlerinin yasa dışı olduğunu ve mümkün olan en kısa sürede geri çekilmesi gerektiğini söyledi.
Uluslararası Adalet Divanı yargıçlarının tavsiye niteliğindeki görüşleri bağlayıcı olmasa da uluslararası hukuk açısından önemlidir. Bu durumun İsrail'e verilen desteği azaltabileceği tahmin ediliyor.
Bulguları açıklayan UAD Başkanı Nawaf Salam, şunları söyledi: “Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki İsrail yerleşimleri ve bunlarla bağlantılı rejim kurulmuş olup, uluslararası hukuku ihlal etmeye devam etmektedir.”
Mahkeme, İsrail'in zararları tazmin etmekten ve tüm yerleşimcileri mevcut yerleşim yerlerinden tahliye etmekten sorumlu olduğunu söyledi.
İsrail Dışişleri Bakanlığı mahkemenin görüş beyanına tepki göstererek bunu “temelden yanlış” ve “tek taraflı” olarak nitelendirdi.
Bakanlık, bölgedeki krizin ancak müzakere yoluyla çözülebileceği görüşünü yineledi.
“Yahudiler kendi topraklarında işgalci olamazlar”
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, “Yahudi milleti kendi topraklarında işgalci olamaz” denildi.
Mahkemenin görüşü Batı Şeria'daki yerleşimciler ve Batı Şeria'daki bir yerleşim yerinde yaşayan Maliye Bakanı Bezalel Smotrich gibi politikacılar arasında öfkeye yol açtı.
İsrail'in en büyük yerleşimci konseylerinden biri olan Mateh Binyamin Bölge Konseyi'nden yapılan açıklamada, Uluslararası Adalet Divanı'nın görüşünün “İncil'e, ahlaka ve uluslararası hukuka aykırı” olduğu belirtildi.
ateşkes müzakereleri
Hamas, saldırının ardından uluslararası arabulucuların eşlik ettiği ateşkes görüşmelerinin askıya alındığı iddiasını yalanladı.
Hamas Cihat sözcüsü Taha, “korkunç katliamların her türlü müzakere çabasını etkileyeceğine şüphe olmadığını” ancak “arabulucuların çabalarının devam ettiğini” söyledi.
Netanyahu, tüm Hamas liderlerinin “öldürülmesinin hedeflendiğini” söyledi ve bunun Hamas'ı ateşkes anlaşmasını kabul etmeye yaklaştıracağını öne sürdü.
Son dönemde İsrail ile Hamas'ın ABD, Mısır ve Katar'ın arabuluculuğuyla ateşkes anlaşmasına yakın olduğu görülüyor.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi'nin ofisinden yapılan açıklamaya göre, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns, Kahire'de Sissi ile bir araya gelerek müzakereleri görüştü.
Görüşmeler Hamas'ın siyasi merkezinin bulunduğu Katar'da da yapılacak.
Ancak Hamas, İsrail'in herhangi bir anlaşmanın parçası olarak savaşı sona erdirme taahhüdünde bulunması şeklindeki temel talebinden vazgeçmeyi kabul ettikten sonra bile sorunlar devam ediyor.
Hamas hâlâ arabulucuların müzakerelerin kalıcı bir ateşkesle sonuçlanmasını sağlamasını istiyor.
İsrail ise Hamas'la savaşı sona erdirecek bir anlaşmayı mevcut haliyle reddediyor.
İsrail ile Gazze Şeridi'ni yöneten Hamas arasında çatışmalar 7 Ekim'de yeniden alevlendi.
Hamas militanları İsrail sınırını geçerek baskın düzenledi, çoğu sivil olmak üzere yaklaşık 1.200 kişiyi öldürdü ve yaklaşık 250 kişiyi rehin aldı. Rehinelerin yaklaşık yarısı Kasım ayında, bir haftalık ateşkes sırasında İsrail'in elinde bulunan Filistinli mahkumlarla değiştirilerek serbest bırakıldı.
İsrail, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun (BMGK) derhal ateşkes ilan etme kararına rağmen, 7 Ekim Hamas saldırısının ardından Gazze'de sivillere saldırmaya ve katliam yapmaya devam etmesi nedeniyle uluslararası kınamayla karşı karşıya kaldı.
Gazze sağlık yetkililerine göre İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye yönelik saldırılarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 38 bin 500'den fazla Filistinli öldürüldü ve yaklaşık 84 bin 700 kişi de yaralandı.
Yıkılan Gazze'nin pek çok yerinde gıdaya, temiz suya ve ilaca ulaşmak hâlâ çok zor.
Güney Afrika'nın açtığı davada İsrail, Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırımla suçlanıyor.
Mahkeme, Başbakan Netanyahu yönetimine, 6 Mayıs işgali öncesinde bir milyondan fazla Filistinlinin sığındığı güneydeki Refah kentindeki faaliyetlerini derhal durdurma talimatı verdi.