Türkiye bugün Instagram'a erişimin engellendiği haberiyle uyandı. Bu arada Anayasa Mahkemesi dikkat çeken bir duyuru yayınladı.
“ANAYASAYA UYGUN DEĞİL”
Anayasa Mahkemesi, İletişim Başkanlığı'nın dezenformasyonla mücadele kapsamında aldığı tedbirlerin Anayasa'ya aykırı olduğuna hükmetti ve ayrıca haberleşme özgürlüğüne müdahale olduğunu belirtti.
Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Anayasa Mahkemesi 27.12.2023 tarih ve E.2020/88 sayılı dosyasında (66) sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 5. maddesi ile İletişim Başkanlığına ilişkin (() sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine eklenen 6/A maddesinin eklendiğini tespit etmiştir. 14) ve c) bentlerinin (d) maddesinin anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verdi.
İŞTE O PAYLAŞIM
Reklam bir süre sonra mahkemenin resmi sosyal medya hesabından kaldırıldı.
İşte karar:
“Anayasa Mahkemesi, 27.12.2023 tarih ve E.2020/88 sayılı dosyasında (66) sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 5. maddesi ile İletişim Başkanlığına ilişkin (() sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ne eklenen 6/A maddesinin eklendiğini tespit etti. 14) c) ve (d) bentlerinin Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verdi.
Söz konusu kurallar
Söz konusu kurallarda; İletişim Başkanlığı (Cumhurbaşkanlığı), Türkiye Cumhuriyeti'ne yönelik iç ve dış tehditleri analiz ederek stratejik iletişim ve kriz yönetimi açısından gerekli tedbirleri uygulamak, psikolojik operasyon, propaganda ve operasyonel tedbirleri belirleyerek her türlü manipülasyon ve dezenformasyona karşı harekete geçmek. Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yürütülen algı faaliyetlerinin bünyesinde oluşturulan Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanlığı'nın görev alanına girdiği tespit edildi.
Soru nedeni
Dilekçede özetle; Cumhurbaşkanlığı tarafından kurallarla verilen stratejik iletişim ve kriz yönetimine ilişkin görevlerin, iletişim ve basın özgürlüğünü ilgilendirdiği için kanunla düzenlenmesi gerektiği, temel hak ve özgürlüklerin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi (CBK) ile düzenlenemeyeceği, mevzuatın öngördüğü görevler kapsamında alınacak tedbirlerin genel çerçevesi ve esaslarının belirlenmediği ve mevzuatın Anayasa'ya uygun olmadığı. Bunun tam tersi olduğu ileri sürüldü.
Mahkemenin değerlendirmesi
Anayasa'nın 104. maddesi, Anayasa'nın ikinci bölümünün birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel hak ve ödevler ile kişinin hak ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasi hak ve ödevlerin, Anayasa'nın CBK'lar tarafından düzenlenecektir.
Söz konusu kurallar, Türkiye Cumhuriyeti'ne yönelik algı operasyonu faaliyetleri sonrasında ortaya çıkan krizin stratejik iletişim yoluyla yönetilmesine yönelik tedbirlerin alınmasını ve her türlü manipülasyon ve dezenformasyona karşı harekete geçilmesini amaçlamaktadır. Alınacak tedbirlerin ve kurallara uygun olarak gerçekleştirilecek faaliyetlerin, Anayasa'nın 26. maddesinde belirtilen düşünceyi ifade etme ve yayma özgürlüğü ile yukarıda belirtilen basın özgürlüğüne müdahale teşkil edeceği açıktır. Bu bağlamda kuralların kapsam itibarıyla Anayasa'nın İkinci Kısmında yer alan kişinin hak ve ödevlerine ilişkin kuralları içerdiği görülmüştür. Buna göre kuralların CBK tarafından düzenlenemeyen yasaklı alana ilişkin hükümler içerdiği anlaşılmaktadır.
“Anayasa Mahkemesi yukarıda açıklanan nedenlerle ilgili hükümlerin konu ve yetki bakımından Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.”